"Ailemiz dindar Müslümanlardı ve bizim gibi her kapı çalınışının Tanrı'dan bir lütuf olduğuna inanırlardı. Yahudi misafirlerimizden asla para almazdık. Tüm insanlar Tanrı'dandır. Besa her Arnavut'un ruhunda vardır."

Hamid ve Xhemal Veseli kardeşler bu sözlerle, Shoah zamanında pek de aşikâr olmayan bir tutumu tarif ediyorlar. Aileleri, 1933'ten önce sadece 200 civarında Yahudi'nin yaşadığı küçük bir ülke olan Arnavutluk'tan geliyor. 1943'teki Alman işgali sırasında halk çok sayıda Yahudi mülteciye koruma sağlamış. Nazi işgaline rağmen, Arnavut yetkililer ve vatandaşlar Yahudi isimlerini vermeyi reddetmiş, sahte belgeler düzenlemiş ve kökenleri ya da dinleri ne olursa olsun zulüm gören insanları saklamışlardır. Bu yardımın temeli, Arnavutluk'un merkezi bir onur kuralı olan Besa'ydı.

Besa kelimenin tam anlamıyla "verilen sözü tutmak" anlamına gelir ve kişinin hayatı pahasına da olsa koruma isteyen bir kişiye koşulsuz yardım etme yükümlülüğünü ifade eder. Bu dönemde Arnavutluk'ta bulunan Yahudilerin neredeyse tamamı hayatta kaldı. 69 Arnavut daha sonra "Uluslar Arasında Dürüst" olarak onurlandırıldı.

Fotoğrafçı Norman H. Gershman (1932 - 2019) dört yılını Shoah sırasında Yahudileri kurtaran Müslüman ailelerin portrelerini çekerek geçirdi. Bunu yaparken çağdaş Avrupa tarihinin az bilinen bir bölümünü görünür kıldı. Gershman'ın etkileyici portreleri artık uluslararası koleksiyonlarda görülebilir.